Type:
Release year:
genre:
country:
“Anlatacaklarım var! Vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek. Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için... Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükafat istemeden anlat... Çünkü bir mükafattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! Sen anlat dedi... Sen sade anlat! Umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat... Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene. Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa... Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat.... “ Yılmaz Erdoğan, “Bana Bir Şeyhler Oluyor” oyununun kahramanı Hilmi Duran’a söylettiği bu sözlerle, yazar olarak neden böyle bir oyun yazmak zorunda kaldığını açıklamakla kalmıyor, aynı zamanda kahramanının da kimliğini ele veriyor.
A struggling, suicidal young comedian meets a car thief who is willing to teach him a few things about his profession.
Guner Sernikli is a government official who, with his wife and their wheelchair bound daughter, has been assigned as the head librarian to this isolated province, virtually an exile since there is no library in the village. The family is warmly welcome, but these are the years of political anarchy and leftist/rightist clashes in big cities and the youth of the village inevitably follow the tides. They arrive in Vizontele, just as the situation is becoming really absurd. Guner brings wisdom; his daughter Tuba brings beauty, innocence and love. Some like the Mayor, Nazmi Dogan and crazy Emin appreciate these things but they are in the minority and confusion continues to reign. The story is based on the memories of writer-director Yılmaz Erdoğan of the last summer of his childhood in Hakkâri, Turkey in 1980.
In 1950, amidst the ravages of the Korean War, Sergeant Süleyman stumbles upon a a half-frozen little girl, with no parents and no help in sight and he risks his own life to save her, smuggling her into his army base and out of harm’s way.
The story of a Ayse, who due to slanderous accusations is forced to marry Kerem, a well-known rich and handsome playboy.
Yalan Dünya produced by Gülse Birsel and directed by Jale Atabey at 2012.